Politikadan çok anlamıyorum günü günlüğü.

Politikadan çok anlamıyorum ben. Biraz anlıyorum ama. Bu yaşa gelmiş birinin sağını solunu bilmemesi bence etik değil. Yaşımın ne olduğu tam bir muamma da olsa büyük bir yaş olduğu su götürmez bir gerçek. Kırışlarımdan belli, almış büyümüşüm. Annem hep politikacı olmamı isterdi zamanında. Bir politikacı hem çok kazanır, hem parası olur, hem de zengindir derdi. Sesleri de güzel olurmuş, küçüklüğümden beri çok güzeldir sesim. En son ne zaman konuşmak veya şarkı söylemek adına bir ses çıkardığımı bilmesem de en azından küçükken hep şarkı söylermişim. Annem söyledi. Tabi bunların hepsini uyduruyor da olabilirim. Politik bir genç olmak için hep mitinglere giderdim ben. Bilincim gayet yerindeydi o zamanlar. Çok kolaydır mitingler, kimse size bakmaz, bir sloganı iki kez dinledikten sonra az çok eşlik edebilir, elinize verilen bir pankartı herkesin görebileceği şekilde havada tutabilirsiniz. Bu bence çok politik birşey, aynı zamanda siyasi de.

Ben bir politikacı olamadım ama. Pek çok şey oldum, bir ara mantar fabrikasında samanlara sidikli su bile sıktım. O zamanlar mitingler pek hoş çalışma yerleri değillerdi, hem çalışma saatleri uzun hem çalışma günleri düzensiz hem de kazancı çok düşüktü. Bir keresinde memur maaşlarına %1,2 zam getirilmesini sağlamıştım. O vakitler memur olmadığım için pek birşey elde ettiğim söylenemez fakat memur olsaydım da sanıyorum ki çok birşey elde edemeyecektim. O sıralar serbest çalışan bir sahil güvenliktim. Sivil polis gibi birşey. İnsanlara kayalara çıkmamalarını, çok uzun süre öpüşük kalmamalarını vesaire salık verirdim. Toplum huzuru da pek kazandıran bir sektör değildi, ayrıldım. Bir dönem Unkapanı'nda dolaşıp politik politik şarkılar da söyledim, beni pek keşfedemediler. Bence Türkiye keşfedilmek için en mükemmel yer değil gerçekten. İnsanı anlamamak için ellerinden geleni yapıyorlar. İki semt aşağı geçip toptancılığa başladım ben de, satacak hiçbirşeyim olmadığı için o da pek uzun sürmedi.

Bence insan kendi kendine yoktan varedemez. Yoktancılık sektörü diye birşey olmamasını buna bağlıyorum. Müzisyenler ve ressamlar da o yüzden açlardır. Çünkü yaratmak, yarattığını sanmak, islami değerlere karşı yüksek cüretli, düşük ücretli bir iştir. Benim annem müzisyen politikacı olmamı isterdi. Bill Clinton gibi. Ama saksofonun çok münasebetsiz bir alet olduğunu düşünüyorum. Bir gün politikacı olursam, ki ne eksiğim var olurum, kesinlikle saksofon yerine daha etik aletler, mesela sitar, çalmayı deneyeceğim. Samanlara sidikli su sıkmışlığı olan bir adamın ne politikacılardan ne de müzisyenlerden bir eksiği olabileceğine inanmıyorum. Bir de köpek alacağım evime, ismi Finfon olacak.